Sertaç Özoğlu
Diyetisyenlerin beğendiğim bir metodları var, eğer kilo vermek isterseniz önce bir hafta boyunca ne yediğinizi yazıyorsunuz. Sonra diyetisyen liste üzerinden gidiyor, size şunu yeme bunu yeme diyerek kilo verdirtiyor. Maaşınız yetmiyorsa etkili bir şekilde kullanabileceğiniz bir metod. Paranız yetmiyorsa paranızı nasıl çarçur ettiğinizi bir kenara yazın sonra da çarçur etmeyin.
Maaşlarımız bize yaptığımız hataları telafi etmek için verilir. Yüce bir gücün varlığına inanmamız için güçlü bir kanıttır. Hayatta büyük hatalar yapanların doğal olarak daha yüksek maaşları olması gerekir. Ataşehir’de üç göz eve on milyon TL verenle aynı evde otuz bin TL kiraya oturan akıllı kişinin maaşı elbette farklıdır.
Bir arkadaşınız kutu gibi şirin mi şirin bir ev aldı diyelim. Hemen gidip hediye olarak dev bir fritöz alın, zaman içinde bu arkadaşınız bu tür ıvır zıvırlara yer bulamadığı için eşyalarının rahat etmesini isteyecek, daha büyük bir eve çıkıp en az sizin kadar sürünecektir.
Maaşınızı arttırmanız zordur ama çevrenizdeki arkadaşlarınızın masraflarını bu şekilde arttırabilirsiniz. İzafiyet sosyal hayatta can kurtarır, önemli olan sizin ne kadar kazandığınız değil karınız ve annenizin çevrenizde örnek göstereceği, sizden rahat kişilerin olmamasıdır.
Ben bu maaş konusunda en çok siyasetçilerin taktiğini beğeniyorum. Maaşınızın yarısını vergiye verirsiniz sonra diğer yarısını çocuğun okuluna, sağlık sigortanıza, site güvenliğine aidat olarak paylaştırırsınız. Ödediğiniz vergi karşılığında almanız gereken her hizmeti size tekrar satarlar. Bunları tekrar satın alırken tekrar KDV ödersiniz. Maaşınız yetmediğinde ise çevrenizde hiç siyasetçi yoktur, kredi kartı ektreniz ve ev sahibiniz vardır. Sanırım yukarıdaki izafiyet teorisini en iyi uygulayan grup siyasetçi grubu. Çevrelerindeki herkesi süründürmek üzere and içmişler.
Sevgili okur yüksek maaş yoktur az harcama vardır, bu durum çok nadir görülür. Ya da tersten gidersek düşük maaş yoktur çok harcama vardır ve her canlı bu durumu tadacaktır.