Birleşmiş Milletlerin “Ülkelerin Zenginliği” raporunu okudum. Artık hepimizin kaç para ettiğini biliyorum.
Rapora göre bir ülkenin zenginliğini ölçmek için 3 varlığı toplamanız gerekiyor; İlki ülkenin Doğal Kaynakları, petrol, gaz, madenler, vs. İkincisi ise altyapı yatırımları, binalar, barajlar gibi finansal değeri olan Üretilmiş Varlıklar. Üçüncü varlık ise bu yazının konusu olan “human capital” yani İnsani Sermaye.
Peki İnsani Sermaye nasıl ölçülüyor? “Çok değerli bir abimizdir” diye tasvir ettiğimiz abilerimizi teker teker toplamak yerine, rapor daha kestirme bir yolu tercih etmiş. Önce ülkede kazanılan toplam maaşı toplam işçi sayısına bölüp bir işçinin gelirini tespit etmiş. Sonra da ülkedeki işçi ve işçi stoğunu kişilerin emekli olana kadar çalışacağı toplam yıl ile çarparak toplam rakamı bulmuş. Burada işçi stoğunu hesaplarken kişilerin toplam tahsil yılını bir katsayı ile çarpıyor rapor. (Klenow and Rodriguez-Clare (1997) and Arrow et. Al (2010) metodu)
Bu hesaba göre ülkedeki insani sermayeyi etkileyen faktörler; nüfus, nufus yaşı, ortalama eğitim yılı, ortalama işçi maaşı, emeklilik yaşı.
Hep özendiğimiz aşağıdaki ülkelerin en değerli varlıkları insani sermaye. Amerika’da bu oran yüzde 78 iken İngiltere’de yüzde 90 a kadar çıkmış durumda. Tahmin etmek güç değil, bu ülkelerde işçilerin ortalama tahsil yılları uzun, maaşları yüksek ve emeklilik yaşları geç.
NC (Natural Capital – Doğal kaynaklar), HC (Human Capital – İnsan Sermayesi) ve PC (Produced Capital – Üretilmiş Varlıklar)
Şimdi bir de yıllara göre ülke performanslarına bakalım; Aşağıdaki grafikte koyu yeşil olarak gördüğünüz çizgi yukarıdaki grafiğe ek olarak toplam ülke zenginliğini gösteriyor. Suudi Arabistan bu grafiğe göre işçilerine yüksek maaş veriyor çünkü son 20 yılda İnsan sermayesi yüzde 40 artmış. Peki bu insanlar 20 yılda ne üretmiş derseniz orası meçhul. Çünkü ülkenin doğal kaynakları da bu 20 yılda yüzde 40 gerilerken Üretilmiş Varlıklar sadece yüzde 25 civarında artmış ve Suudi Arabistan 1990 yılına göre yüzde 20 fakirleşmiş. Suudların petrolü bitene kadar oralarda takılmak fena fikir değil. Nijerya’nın durumu harap. Burada nüfus artışından dolayı insan sermayesi artmış gözüküyor ama değil varlık üretmek mevcut varlıkları da petrol dahil olmak üzere tüketmişler. Ülke yüzde 30 lar civarında fakirleşmiş. İçler acısı.
Bir de İngiltere ve Amerika’ya bakalım; Her iki ülke de 20 yılda toplam zenginliklerini yüzde 15 ler civarında arttırmışlar. Bu artışı sağlayan faktör ise üretilmiş varlıklar. Yüzde 60 lar civarında varlık üretmiş bu ülkeler. Burada çalışan işçiler kendi gelirlerini arttırırken ülkelerini de zenginleştirmişler Suud’lar gibi sermayeden yememişler. Grafiğe göre doğal kaynaklarını tüketiyorlar gibi gözüküyor ama özellikle İngiltere’nin neredeyse hiçbir doğal kaynağı olmadığını ilk grafikten hatırlayacaksınız.
Sonuç olarak:
- İnsanlar eşit değil, bazıları daha eşit, daha pahalı. Rapor diyor.
- İyi eğitim almayan, katma değerli işler üretmeyen, yüksek maaş hakeden işçiler olmadan nüfus artışının ülkelerin zenginleşmesine bir faydası yok.
- Paraları har vurup harman savurmak da zenginleşmeye yardım etmiyor. Suudi Arabistan örneğinden anlaşılacağı üzere tüketilen doğal kaynaklar ile üretilen varlıklar arasındaki deltayı muhtemelen Prens’ler çatır çatır yediler.
- İnsanı değerli sermaye haline getirmek için yatırım yapmak gerekiyor yoksa Nijerya örneğinde olduğu gibi başa bela da olabilir. Sadece üremenin zenginleşmeye faydası yok.